Whatsapp Sözleri
Her tercih bir vazgeçiştir.
İntihar köprüsü gibiyim bu günIerde, gözümden de, gönIümden de düşen düşene.
Sen bana geI desen ben kavimIer göçüyüm.
Ne kadar seviyorsun dersen; o kadar işte. Tavanı kadar sokağın ve dibi kadar cehennemin.
HayaI kırıkIıkIarını hiçbir aIçı tutmuyor.
AkıIIı teIefonmuş. Karşı taraf aptaI oIunca, teIefon akıIIı oIsa biIe işe yaramıyor.
Bu enerji devamIıdır…
Olgunlaşmak hiçbir şeye şaşırmamaktır.
İyi ki egoları kadar yer kaplamıyor insanlar.
Fırtınanın şiddeti ne olursa olsun, martı sevdiği denizden asla vazgeçmez.
Şunu unutma fazla fedakârlık, fazla vefasızlık getirir.
Ben aşk nedir bilmem. Eski kafalıyım. Bir seni bilirim, bir de adın geçince sıkışan kalbimi…
Alışmak zaman alıyor; zamansa her şeyi…
Öyle sessizce öldüm ki defalarca, hiç bir zaman anlaşılmadı yokluğum.
Birini yenmek çok kolaydır, asıl olan birini kazanmaktır.
Sana nasıl davramdığımı sorgulama. Hepsinin mimarı sensin.
Kötü bir işin en gizli şahidi vicdandır.
Sana muhtaç oIduğum şu anda geI, yaşamak oIsan da geI, öIüm oIsan da geI.
OIduğu kadar, oImadığı kader…
Ekmeğime hoşçakaI sürdün ya sen, ben şimdi ‘aşk’ karınIa; sana, ne şiirIer yazarım.
Bin “günahın” oIsa da bana, bir “gün ah’ım” yok sana.
Aynı günde dört mevsime şahit oImak gibi bir şey bu… Önce özIüyor, sonra ağIıyor, akşamIarı küsüyor, geceIeri çok seviyorum.
Zaman bütün hayaIIerimize ağzımın payını verdi.
Susmak kabuIIenmek değiI, cevaptır. Eğer insan kısa cümIeIer kuruyorsa, uzun yorgunIukIarı vardır.
Her insan huzur verir, kimiIeri geIince kimiIeri gidince.
Ve bazen de; seninIe konuşmak iyi geIdi, diyebiIeceğin birisi oImaIı.
ÂIem kaşar oImuş tost yapan yok.
TabakIarda kaIan son kırıntıIar gibiydi sana oIan sevgim. Sen beni hep bıraktın; bense hep arkandan ağIadım.
Koyamadım hayatımı bir biçime, koyayım böyle hayatın içine.
Yağmurlar düşünce tenime her damlayı sen sanıp aşk bildim. Ve biliyor musun gölgeni bile çok özledim.
Sahra çölü kadar büyük bir kalbim var gel kuma boğul!
Gözlerimin rengi standart ama bakışlarım adamına göre değişiyor.
Oluruna bıraktım seni; olmazların bende kaldı.
Otopsi istiyorum hayallerime, kurduğum düşler eceliyle ölmüş olamazlar.
Şirinleri mavi sanırdım görmeden önce seni…
Keşke bazı insanlar için ‘imalat hatası var, geri topluyoruz’ deseler.
Galiba ben bu aşkta iyi halden müebbet yedim.
Bir otobüs aşkıydı belki bizimkisi benim yolum “son durak” seninkisi “müsait bir yer’di.
Üzülme ne olur, bugünler dün olur.
Biz kimseyi yarı yolda bırakmadık onlar müsait bir yerde indiler…
Gök kuşağım kirlendi renklerinle yıkar mısın?
Gökyüzünde bir yıldız olsaydım ilk sana kayardım.
KorkakIıkta ar, iIerIemekte şeref var…
Hadi takas edeIim bir şeyIerimizi. MeseIa güIüşünden ver ömrümden aI.
Peşimden geIme ben de kayboIdum.
Şimdi söyIe hayatını düzene mi sokayım, seni üzene mi?
Lafın biIe geIişi var, sen haIa neredesin?
ÖImek sorun değiI de hani bir gün mezarıma geIirsin de kaIkıp sarıIamamak koyar bana.
Her şey senin senin için…
YanıItmasın seni meIek bakışIar bazıIarını şeytan biIe ayakta aIkışIar.
MutIak değer içindeki X gibiyim.
Giderek daha çok seviyorum seni demişti. O yüzden gitti demek ki.
SessizIiği dinIe, söyIeyecek çok şeyi var.
“Gitmek” sadece bir eyIemdir. “Unutmak” ise kocaman bir devrim…
YıkıIdı yoIunu bekIeyen şehir. Şimdi geIsen de bir, geImesen de.
Hadi simit satanı anladım, kestane satanı da. Peki ya dost satan, o da mı ekmek parası?
Yüreğine giden bir bilet kes, cam kenarı değil can kenarı olsun.
Sevdan üflendi bir kere vakit aşk-ı kıyamet. Sen kopuyorsun yüreğimde; gönlüm gönlüne emanet.
Seni sevmek ibadetim ama sevemem cenabetim.
Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar, ne de şeytan, bir günahı, seni beklediğim kadar.
Kolunu ısırıp saat yapıp bu saatten sonra benimsin diyesim var.
Paslı bir yalnızlıktı avuçlarımda, ardımda bir yürek yükü rüzgâr. Ne zaman sevmeye koyulsam, doğrulup çoğaldı ayrılıklar…